on the track

  1. konu ile ilgili, izi üzerinde.
    be on the track of: … in izi üzerinde olmak.
bir şeyden birine muntazaman haber vermek Fiil
(US) asosyal bir çevreden gelmek Fiil
yanlış iz üzerinde olmak Fiil
hızlı gelişme yolunda, normalden çok çabuk ilerleyen/terfi eden, işi yolunda giden.
an executive on a fast track.
doğru yolda
doğru/yanlış yolda.
put someone on the right/wrong track: birisini doğru/yanlış yola yöneltmek/sevketmek,
doğru/yanlış yolu göstermek.
on the right/wrong side of the tracks: zengin/fakir mahalleden, 34
single track: tek hatlı, tek yönlü.
a one track mind =
single track mind: aymazlık, gözü bağlılık, gafillik, dar görüş, saplantı, fikri sabit.
yanlış iz üstünde